MENU
Sözleşmeler Hukuku
Sözleşmeler Hukuku

Danışmanlık Sözleşmeleri: Kapsamlı Hukuki Analiz ve Sözleşme Hazırlama Rehberi

Danışmanlık Sözleşmeleri: Kapsamlı Hukuki Analiz ve Sözleşme Hazırlama Rehberi

Günümüzün dinamik ve rekabetçi iş dünyasında, şirketlerin ve bireylerin belirli alanlarda uzmanlık bilgisine olan ihtiyacı her zamankinden daha fazladır. Finans, yönetim, hukuk, teknoloji veya insan kaynakları gibi konularda dışarıdan profesyonel destek almak, verimliliği artırmanın ve riskleri yönetmenin anahtarı haline gelmiştir. Bu ihtiyacın hukuki zemini ise "danışmanlık sözleşmeleri" ile kurulur. Ancak bu sözleşmeler, Türk Borçlar Kanunu'nda (TBK) özel olarak düzenlenmediği için hukuki niteliği, kapsamı ve tarafların sorumlulukları konularında önemli belirsizlikler barındırır.
Bu makalede, danışmanlık sözleşmesinin hukuki çerçevesini, benzer sözleşmelerden farklarını, temel unsurlarını ve Yargıtay kararları ışığında pratikteki yansımalarını detaylı bir şekilde ele alacağız.

Danışmanlık Sözleşmesi Nedir ve Neden "Atipik" Bir Sözleşmedir?

Danışmanlık sözleşmesi, bir alanda uzman olan danışmanın, bilgi ve tecrübesini bir ücret karşılığında danışanın kullanımına sunarak ona tavsiyede bulunmayı, yol göstermeyi veya belirli bir sorunun çözümüne katkı sağlamayı üstlendiği bir sözleşmedir.
Türk hukukunda sözleşmeler, kanunda özel olarak düzenlenip düzenlenmediklerine göre "isimli (tipik)" ve "isimsiz (atipik)" olarak ikiye ayrılır. Danışmanlık sözleşmesi, TBK'da satım, kira veya vekalet gibi özel olarak tanımlanmış bir sözleşme türü olmadığından isimsiz (atipik) sözleşme niteliğindedir. Bu durum, taraflara sözleşme özgürlüğü ilkesi çerçevesinde geniş bir serbesti tanırken, bir uyuşmazlık anında doğrudan uygulanacak kanun hükümlerinin olmaması nedeniyle belirsizliklere de yol açar. Bu nedenle, taraflar arasındaki ilişkinin temelini, titizlikle hazırlanmış yazılı bir sözleşme metni oluşturmalıdır.

Hukuki Nitelendirme: Vekalet, Eser ve Hizmet Sözleşmelerinden Farkları

Bir danışmanlık sözleşmesinden doğan uyuşmazlığın çözümünde, hâkim bu sözleşmenin en çok benzediği isimli sözleşme hükümlerini kıyasen uygular. Bu nedenle danışmanlık sözleşmesini diğer iş görme sözleşmelerinden ayıran temel kriterleri bilmek hayati önem taşır.
  • Vekalet Sözleşmesi ile Farkı: "Özen Yükümlülüğü"
Danışmanlık sözleşmesi en sık vekalet sözleşmesi ile karıştırılır. Her ikisinde de temel borç, belirli bir sonucun garanti edilmesinden ziyade, işin görülmesi sırasında gerekli mesleki dikkat ve özenin gösterilmesidir. Danışmanın belirli bir ticari başarıyı garanti etmediği, sadece en doğru tavsiyeyi vermek için çaba gösterdiği durumlarda (örneğin, sürekli hukuki danışmanlık), sözleşme vekalet sözleşmesi niteliği taşır ve uyuşmazlıklarda vekalete ilişkin hükümler uygulanır.
  • Eser Sözleşmesi ile Farkı: "Sonuç Taahhüdü"
Danışmanlık sözleşmesini eser sözleşmesine yaklaştıran unsur, belirli bir sonucun taahhüt edilmesidir. Eğer danışman, sadece tavsiye vermekle kalmayıp somut ve teslim edilebilir bir "eser" (örneğin, bir pazar araştırma raporu, bir yazılım modülü, bir mimari proje) meydana getirmeyi borçlanmışsa, ilişki eser sözleşmesi niteliği kazanır. Bu durumda danışmanın sorumluluğu, özen göstermenin ötesine geçer; vaat edilen sonucun ortaya çıkmamasından doğrudan sorumlu olur.
  • Hizmet Sözleşmesi ile Farkı: "Bağımlılık Unsuru"
  • En net ayrım hizmet sözleşmesi ile arasındadır. Hizmet sözleşmesinde işçi, işverenin emir ve talimatları altında, ona bağımlı olarak çalışır. Danışman ise kural olarak bağımsız bir hizmet sağlayıcıdır. İşini kendi uzmanlık bilgisi ve metodolojisiyle, danışanın hiyerarşik denetimi olmaksızın yürütür. Danışmanın belirli zamanlarda rapor vermesi veya toplantılara katılması, bu bağımsız niteliği ortadan kaldırmaz ve ilişkiyi bir hizmet sözleşmesine dönüştürmez.

Danışmanlık Sözleşmesinin Olmazsa Olmaz Unsurları

Hukuki belirsizlikleri en aza indirmek için bir danışmanlık sözleşmesinde aşağıdaki unsurların açık ve net bir şekilde düzenlenmesi gerekir:
  1. Tarafların Bilgileri ve Anlaşma: Tarafların kimlik ve tebligat adresleri eksiksiz olmalı, sözleşmenin esaslı noktaları (hizmetin konusu ve ücret) üzerinde tam bir irade birliği sağlanmalıdır.
  2. Hizmetin Konusu ve Kapsamı: Uyuşmazlıkların en sık çıktığı alan burasıdır. Danışmanın hangi hizmetleri sunacağı, görev tanımının sınırları ve kapsam dışı kalan işler tereddüde yer bırakmayacak şekilde detaylandırılmalıdır. Bu bölüm, sözleşmenin hukuki niteliğini (vekâlet mi, eser mi) belirlemede de kilit rol oynar.
  3. Ücret: Ücretin miktarı, para birimi, hesaplama yöntemi (sabit, saatlik, aylık, başarı primi vb.), ödeme takvimi ve masrafların (yol, konaklama vb.) kim tarafından karşılanacağı netleştirilmelidir.
  4. Süre ve Fesih Koşulları: Sözleşmenin belirli mi yoksa belirsiz süreli mi olduğu, yenileme şartları ve tarafların hangi koşullarda ve hangi ihbar süreleriyle sözleşmeyi feshedebileceği düzenlenmelidir.
  5. Gizlilik (Sır Saklama): Danışmanlık ilişkisi doğası gereği hassas ticari bilgilerin paylaşımını gerektirir. Danışmanın bu bilgileri gizli tutma ve üçüncü kişilerle paylaşmama yükümlülüğü, sözleşmenin en kritik maddelerinden biridir. Bu yükümlülüğün sözleşme sona erdikten sonra da devam edeceği kararlaştırılmalıdır.
  6. Fikri Mülkiyet Hakları: Danışmanlık faaliyeti sonucunda ortaya çıkabilecek rapor, proje, yazılım gibi fikri ürünlerin mülkiyet haklarının kime ait olacağı baştan belirlenmelidir.

Tarafların Temel Yükümlülükleri

  • Danışmanın Yükümlülükleri:
  • Özen ve Sadakat Borcu: Danışman, işini bir uzmandan beklenen mesleki özenle görmeli ve danışanın menfaatlerini sadakatle korumalıdır. Yargıtay, özellikle profesyonel uzmanlık gerektiren alanlarda bu borcu daha ağır yorumlamaktadır.
  • Sır Saklama Yükümlülüğü: Sadakat borcunun en önemli uzantısıdır. Bu yükümlülüğün ihlali, hukuki tazminat sorumluluğunun yanı sıra Türk Ceza Kanunu kapsamında suç da teşkil edebilir.
  • Bilgi ve Hesap Verme: Danışman, işin gidişatı hakkında danışanı bilgilendirmeli ve talep halinde hesap vermelidir.
  • Danışanın Yükümlülükleri:
  • Ücret Ödeme Borcu: Danışanın asli borcu, anlaşılan ücreti zamanında ve eksiksiz ödemektir.
  • Masrafları Karşılama: Sözleşmede aksi kararlaştırılmadıkça, hizmetin ifası için gereken zorunlu masraflar danışana aittir.
  • İşbirliği Yapma ve Bilgi Sağlama: Danışmanın görevini layıkıyla yapabilmesi için danışanın gerekli bilgi ve belgeleri zamanında ve doğru bir şekilde sağlaması ve işbirliği içinde olması gerekir.

Yargıtay Kararlarında Danışmanlık Sözleşmesi

Danışmanlık sözleşmesinin atipik yapısı nedeniyle bu konuda yerleşik bir Yargıtay içtihadı bulunmamaktadır. Ancak mahkemeler, uyuşmazlıkları çözerken benzer sözleşmelere ilişkin kriterleri kıyasen uygulamaktadır:
  • Hukuki Nitelendirme: Yargıtay, bir iş görme ilişkisinin eser mi yoksa vekalet mi olduğunu belirlerken "belirli bir sonucun taahhüt edilip edilmediği" kriterine odaklanır. Örneğin, estetik amaçlı tıbbi müdahaleler bir "güzelleşme" sonucu vaat ettiği için eser sözleşmesi kabul edilirken, tedavi amaçlı müdahaleler vekalet sözleşmesi sayılmaktadır.7 Bu yaklaşım, danışmanlık sözleşmeleri için de yol göstericidir.
  • Zamanaşımı: Sözleşmenin niteliği belirsizse hangi zamanaşımı süresinin uygulanacağı tartışmalıdır. Ancak Yargıtay'ın, niteliği net olarak belirlenemeyen "hizmet temini sözleşmesi" gibi atipik sözleşmelerde, özel bir düzenleme olmadığından TBK uyarınca 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiğine dair kararı, sui generis nitelikteki danışmanlık sözleşmeleri için de önemli bir emsal teşkil etmektedir.

Sonuç: Sağlam Bir Danışmanlık Sözleşmesi İçin Pratik Öneriler

Danışmanlık sözleşmesini çevreleyen hukuki belirsizlikler, taraflar için en güvenli yolun, tüm detayları içeren, açık ve kapsamlı bir yazılı sözleşme hazırlamak olduğunu göstermektedir. İyi hazırlanmış bir sözleşme, taraflar arasındaki "özel kanun" haline gelerek olası uyuşmazlıkları en başta önler.
Bir danışmanlık sözleşmesi hazırlarken şu kontrol listesini göz önünde bulundurun:
  • Tarafların kimlik ve tebligat bilgileri tam ve doğru mu?
  • Hizmetin kapsamı, görevler ve kapsam dışı hususlar net bir şekilde tanımlandı mı?
  • Ücret, ödeme takvimi ve ek masraflar açıkça belirtildi mi?
  • Sözleşmenin süresi ve fesih şartları adil ve net bir şekilde düzenlendi mi?
  • Gizlilik ve sır saklama yükümlülüğü yeterince güçlü bir şekilde ifade edildi mi?
  • Fikri mülkiyet haklarının kime ait olacağı kararlaştırıldı mı?
  • Olası uyuşmazlıklar için yetkili mahkeme veya tahkim yolu belirlendi mi?
Bu unsurları titizlikle ele alan bir sözleşme, hem danışmanın hem de danışanın haklarını güvence altına alarak, modern iş hayatının bu vazgeçilmez ilişkisinin sağlıklı bir hukuki zeminde yürütülmesini sağlayacaktır. Danışmanlık sözleşmelerinin hazırlanması ve incelenmesi sürecinde hukuki destek almak, gelecekte karşılaşılabilecek riskleri minimize etmek adına atılacak en doğru adımdır.